22 Ara 2006

Samimiyetsiz iltifat; Yalakalık

Samimiyetsiz iltifat; Yalakalık

Yalakalığın tanımıyla fazla uğraşmak zaman kaybettirir, zira herkes bunun ne demek olduğunu yeterince biliyor , burada yalakalığın işlevsel boyutuna girmeye, ve bunun internet ortamına yansımalarının ne olduğunu göstermeye çalışmak istiyorum. Maddeler halinde inceleyelim;


Birinci fasıl ; Yalakaların, yalakalık ettikleri kişiye zararları nelerdir?

Herkes, dışarıdan baktığında yalakalık edinilen kişinin durumdan zevk eylediğini, ve sonuçlarını da sefa ettiğini düşünür. Halbuse hakikat hiç böyle değildir. Hiç bu gerzek yalakalar, akıllı bir insana yarar mı? Bunların yalakalığı, övmesi, yaranması bile yaramaz akıllı adama (hiçbir işe yaramadıkları gibi). Efendim açalım; bir kere yalakalık çoğunlukla ve genellikle, kişinin kendinden üstünde gördüğü kişilere yapılır. Bu durumda bu üst sınıfın ağabeyleri/ablaları, bir karşılaştırma süzgecinden geçirilmiş olur. Kısacası; ÖVÜLEN KİŞİ ÇATIŞMAK ZORUNDADIR; ÇÜNKÜ DİĞERLERİYLE KARŞILAŞTIRILMIŞTIR. Burada gerçekten övülen kişinin durumu, iki ucu boklu değnek ortasındaki karıncaya benzer. Kendisine “yok öyle değilim” desee bi türlü, “evet öyleyim, eheh” dese bi türlü. Şunlar ilk başta gördüğüm zararları oluştururlar;

· Diğerleriyle karşılaştırmaya dayandığı için, bireyler arası çatışma ve çekememezlik doğurur.
· Hiçbir bok yapmamışken, bunların yüzünden antipati toplarsınız, düşmanlarınızın öfkesi daha da kabarır.
· Maalesef bu gerzek yalakalar size götü kalkmış bir görünüm verir.

Tarihte de yalakaların bir çok zararları görülmüştür. Birlikte büyüyen birlikte oynayan şehzadeler, hep birilerinin diğerlerine yalakalık etmesinden dolayı, birbirlerini çekememişler ve birbirlerini boğazlayacak duruma gelmişlerdir. Hatta boğazlamışlardır. Tabii internet ortamında da, bazı saygı duyulan kişilere yapılan yalakalık da, onlara öfkenin ve çekememezliğin doğmasına sebebiyet vermiştir. Örnekleri mevcut olmuştur, hala vardır, ve var olacaktır.

İkinci madde; İyi de, kimler, neden yalakalık yapar ?

İlk önce bu işin nedenlerini sayalım. Yalakalık etmenin tek ve basit bir nedeni yoktur. Ama genelde, güvenlik kaygılarıyla yapıldığını düşünüyorum. Şu nedenler başlıcaları olabilir;

· Alt sınıf kendini kollamak ve korumak için, üst sınıfa yalakalık etme ihtiyacı duyar, bu bir çeşit, dere boyunca ayıya dayı deme refleksidir. Zekice bir nedendir aslında.
· Bazı insanlar tıpkı Osmanlı devletinin 1. dünya savaşına girerken ki “diplomatik yalnızlıktan” kurtulması gerekçesi gibi, psikolojik yalnızlıklarından kurtulmak için birilerine yalakalık ederler. Bu da bir ihtiyaçtır… sanki… Bunun bir farkı var; illa üst sınıfa olması gerekmez, kendi sınıfına ve daha alttakilere de yalakalık edebilirler bu insanlar.
· Bir de, eğer toplum bir kişiye hörmet gösteriyorsa, tekil de ne olduğunu anlamadan ona saygı duyar. Beğenmese bile, doğru olduğunu söyler, ne kadar haşmetli olduklarını dile getirirler. Sürü psikolojisidir.
· Hep alt sınıf mı yalakalık eder a.q? Bazen üstler de, astlarını yalarlar. Bu daha çok, sevgi bağlarını güçlendirmek, ve hmm… oy toplamak içindir. Hani götüm kalkmış görünmeyim hesabına da yalakalık edenler yok değildir. Zekicedir…

Üçüncü husus; Kimler yapar? Nedenleri söyledik de bunları söylemedik.

Nedenlere bakılarak aslında hangi mizaçtaki insanların yalakalık yaptıkları çıkarılabilir;

· Korkaklar…
· Aşağılık kompleksli insanlar.
· Bir gruba dahil olmak isteyen insanlar. (Lise yıllarındaki ideolojik akımlara sürünme popülistliğinin temelinde bu neden yatar, kim ne derse desin. 17-18 yaşındaki adam, milliyetçiliğin neden ve sonuçlarını, ya da sosyalizmin neye tepki olarak başladığını, marks’ı, lenin’i, felsefe tarihini vb.. gibi şeyleri tam olarak kavrayamaz… Hele türkiye’de.)
· Menfaati olan insanlar. ( sözlükten hatun kaldırmak, mevki elde etmek, )
· İşte en asil duygunun insanları; “üst sınıflar arasında çatışma çıkarmak isteyen casus tipli insanlar”… Bunlara saygı duyarım, adamların idealleri var çünkü. Ve hayatın bir rekabet olduğunu anlamışlar. Birilerini yalarlar, ve o kişi antipati toplar, bir noktada da boğazlanır. İşte bu!...

Dördüncü söz; Peki kimler yalanmaya daha yatkındır? Genellikle kimlere yapılır bu yalakalık?

Bunlar da işin nedenine bakılınca kolay anlaşılacak şeylerdir, ancak bazı hususları açmak lazım. Biz, bazen üst sınıflardaki (üst sınıf alt sınıf derken kastettiğim, saygı gören, tanınan, bilinen kişiler ile bilinmeyen, tanınmayan küçük kişiler arasındaki ayrımdır. Hindistan’lı değilim) yalakalıkları anlamayız. Bu adamların yalakalık yapmaya ihtiyacı olmamasına rağmen, türlü bahanelerle birbirlerine iltifatlarda, nüktelerde, sempatilerde bulunurlar. Bunun nedeni de basittir; bu insanlar birbirlerinden çekinirler. Genelde, bir grupta iki baş olursa, ya çatışma çıkar ya da usul usul işler böyle devam eder. İşte bu durumda çatışmanın çıkacağını, veya bu sözlük için konuşayım eleştirileceğini, ayar yiyeceğini anlayan zayıf kişilik, diğerine iltifat ederek, kendine ondan gelecek bir eleştiriyi kesmek için duvar örmüş olur. Bu sebeple haksız yalakalıkları fark edip, bunlara önlem almak gerekir. Yalakalık edinilen genel tipler şunlardır;

· Grup içinde gücü olan, sivri dilli, her boku eleştiren kimselere.
· İdeoloji/fikir/din grupları başlarına…
· Yönetici konumundakilere
· Verici hatunlara ,vurucu beylere…

Beşinci nükte; Kimlere yalakalık edinilmesi, bir derece hoş karşılanabilir?

· yönetici konumundakilere… (öyle...)

Altıncı asteriks; Yalakalığın yararlarını söyle bana…

· korunursunuz
· bir grubunuz olur
· para kazanabilirsiniz
· Bir gün size de birileri yalakalık edecek konuma gelebilirsiniz.
· İşleriniz aksamaz

Ama bir dönem dalkavuk damgası yersiniz. Ayaklar altına almanız için bile bir gururunuzun olmadığı herkesçe malum olur. Mütemadiyen tiksinilirsiniz…

Yedinci cüce; Yalakalıktan kendimi alamıyorum, ama dalkavuk görünmek de istemiyorum, peki n’aapmalıyım?

· O kimsenin düşüncesine katılacaksanız, bari bir noktaya katılmadığınızı belirtin.
· O kimsenin bir isteği olduğunda, bir şartla kabul edin. Hemen “lafı mı olur aabi” ayaklarına girmeyin.
· O kimsenin bir görüşünü tamamen kabul etmek yerine, ona eklemelerde bulunun ki, eksik bir yanlarının olduğunu ima edin.


Sekizinci öğüt; Ben üst sınıfım, bu gerzeklere karşı sence ne yapmalıyım?

· Sana her yalakalık yapana, aynı yalakalıkla cevap verme, zira bu davranış senin eleştirel düşüncene saygısızlıktır. Zaten büyük ihtimalle sana değil, senin gücüne, parana, bedenine, ve öldürücü silahlarına yapılmış bir yalakalıktır bu. Eğer sen de ona aynı uslupla cevap verir, adamın egosunu okşarsan, yarın öbür gün bir yanlışını gördüğünde adamı eleştiremez konuma gelirsin. Yalakalık yapana bir savunma duvarı örmesine müsaade etme; “dostunu bir gün düşmanın olacakmış gibi, düşmanını da bir gün dostun olacakmış gibi sev”.
· Çevreye karşı mütevazı ol, olmasan bile öyle görünmeye çalış ki, diğerleri sana haset etmesin.
· Sallama, cevap verme…



Bir filozof ile bir dalkavuk konuşuyormuş. Filozof ne derse dalkavuk onu tasdik ediyormuş. Nihayet sabrı tükenen filozof haykırmış: - Birader, hiç olmazsa bir kez olsun dediğime itiraz et de iki kişi olduğumuzu anlayalım.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

sonuna kadar okdum